BAŞKANDAN
Doğu-Batı ekseninde iki kıtayı birbirine bağlayan, üç kutsal dinin en önemli merkezlerini barındıran Türkiye’nin medeniyetleri buluşturma yolculuğunu en az turizm sektörü kadar sahiplenen stratejik sektörlerin başında bugün ‘gayrimenkul’ geliyor. Gayrimenkul, ülkemizin turizm değerlerini, gelişme potansiyeli taşıdığı alanları ve çekim gücüne sahip şehirlerini en iyi şekilde tanıtmayı, ülkelere göre değişen yaşam tercihlerini saptayarak bunlara uygun stratejileri belirlemeyi sağlayan en kıymetli yatırım araçlarından biri.
Yabancı yatırımcıların sadece yazlık konut satın aldığı, ağırlıkla Ortadoğulu alıcıların yatırım yaptığı bir ülke olma algısını çoktan geride bırakan Türkiye, artık Orta Asya’dan Körfez’e, Avrupa’dan Amerika’ya kadar uluslararası alıcıların yeni bir hayata başlamak, çalışmak, emekliliğini yaşamak, sağlık-eğitim hizmeti almak ve yatırım yapmak için tercih ettiği bir ülke olma konumuna erişti. GİGDER bu önemli değişimi takip eden, yöneten ve yeni hedeflerle vizyon geliştiren bir sivil toplum kuruluşu olarak yaklaşık 1.5 yıldır faaliyet gösteriyor.
Gayrimenkulde pandemi sürecinde rakip pazarlara kıyasla en az daralan ve 2021 yılının ilk çeyreğinde elde ettiği yıllık bazda yüzde 7’lik performansla OECD ülkeleri arasında en çok büyüyen ülke olan Türkiye, kısa bir süre önce temeli atılan Kanal İstanbul projesi başta olmak üzere ulaşımdan finansa, lojistikten sağlığa uzanan dev projelerle adım adım güçleniyor.
Gayrimenkulde uluslararası yatırımları ülkemize daha fazla çekmek için 2025 yılına odaklı geliştirdiğimiz yeni yol haritamızla bu gelişimin GİGDER olarak bayrak taşıyıcısı olacağız. Türkiye’nin dünya gayrimenkul piyasasında ilk 10’daki yerini ilk 5’e taşıması artık hayal değil.
Bu doğrultuda yabancıya gayrimenkul satışının dinamiklerini daha iyi anlamak amacıyla saha araştırmaları yaparak yatırımcıların eğilimleriyle ilgili analizler gerçekleştirmemiz, yeni sürdürülebilir politikaları sağlıklı belirleyebilmek açısından bize yol gösterici oldu. Rekabet ve İlham: Türkiye’de Yabancı Gayrimenkul Yatırımlarının Geleceğini İhracat Odaklı Yeniden Düşünmek’ adlı araştırmamız, ülkemizde yabancı yatırımcıların gayrimenkule ilgisini ölçen ‘ilk kapsamlı çalışma’ ve sektörümüz için kıymetli ve stratejik bir karar alma dinamiği…
Araştırmamız; yapı arz ve kalitesi, kozmopolit kültürü, yatırımcıya kendini evinde gibi hissettirmesi, yabancı dostu ekosistemi ve sağlık altyapısı ile Türkiye’nin küresel yatırımcının radarındaki en cazip gayrimenkul pazarlarının başında geldiğini gösteriyor. Ülkemizin İran, Orta Asya, Körfez ve Avrupa’ya yakın konumu da yatırımcıya ulaşmada taşıdığımız coğrafi avantajı vurguluyor.
GİGDER olarak, saha çalışmalarımızı takiben her ülkenin Türkiye ile ilgili beklentisini referans alarak ona özel tanıtım yapmaya yönelik, kapsamlı bir pazarlama kampanyası yürüteceğiz. Sadece İstanbul ve Antalya’yı değil, tatil, emeklilik, gastronomi ve sağlık gibi alanlarda ülkemizin çok farklı bölgelerini ve güzelliklerini öne çıkararak onları henüz keşfetmemiş dünya yatırımcılarıyla tanıştıracağız.
Bu önemli politikalara referans olan araştırmamıza değerli katkıları bulunan, gerek fikir aşaması gerekse hayata geçirilmesine değin geçen süreçte emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyor, çalışmamızın sektörümüz adına hayırlı bir kazanım olmasını, bize sağladığı verilerden yola çıkarak gerçekleştireceğimiz yol haritasının ülkemize yapılacak yeni yatırımlara vesile olmasını yürekten diliyorum.
Ömer Faruk AKBAL
Yönetim Kurulu Başkanı
Yayını İndir
ÖNSÖZ
GİGDER Araştırma ve Yayınlar Komitesi olarak, sek töre doğru ve objektif veri sağlamak amacıyla çıktığımız bu yolda, Gayrimenkul İhracat Araştırması serimizin ikinci kitabını sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz. 2004 yılında yolu açılan yabancıya gayrimenkul satışında birçok konunun derinlemesine araştırılma fırsatı olmadan, akış içinde değerlendirilmek üzere yola çıkıldığını gördük. Bu yolculukta yaşanan sorunlarla yüzleşerek, çözüm arayarak,
kamu yönetiminin de olumlu katkılarıyla sektörümüz gün geçtikçe büyüdü, büyümeye de devam ediyor.
Gayrimenkul ihracatının oyuncularının ihtisas örgütü olan GİGDER öncülüğünde yürüttüğümüz sektörün kurumsallaşması ve sistemli gelişmesi çalışmalarında en çok merak edilen konulardan birisi de “Gayrimenkul ihracatını diğer ülkeler nasıl yapıyor?” sorusuydu. Çalışmalarımızın ilk ayağında, gayrimenkul ihracatında ülkemizde neyi doğru, neyi eksik yaptığımızı görmek ve ülkemizi dünya liginde nereye ve nasıl konumlandırmamız gerektiğini anlamak için rakip veya bu alanda önemli konumdaki ülkeleri de incelemek istedik. Araştırmanın başında çalışmaya
konu ülkeyi belirlerken bu alanda öne çıkan ABD, İspanya gibi çeşitli alternatifler ile birlikte İngiltere en çok dikkatimizi çeken ülke oldu. Yüksek Varlıklı Bireyler olarak çevirebileceğimiz HNWI (High Net Worth Individuals), yani milyon dolar ve üzeri sermayesi olan kişileri ülkesine en çok çeken ülke olan İngiltere’yi ilk inceleme hedefi olarak seçtik. Çünkü GİGDER olarak, HNWI olarak tanımlanan kişileri ülkemize yatırım yapmak için çekmenin, gayrimenkul ihracatında gitmemiz gereken ana hedef olduğuna inanıyoruz.
İngiltere, araştırmamızda “Doğrudan Yabancı Yatırımı” (FDI) artırmak amacıyla gayrimenkul ile her yatırımcının amacına göre özelleştirilmiş detaylı göç programlarıyla en doğru bağlamı kuran ülke olduğunu gösterdi. Yıllık 400 milyar dolar hacminde olan dünya gayrimenkul ihracatından aldığı 45 milyar dolar pay ile başlı başına büyük bir gelir kalemi yaratan, konuyu iyi anlamış, yatırımcı tipine göre detaylı göç programları sunan İngiltere, diğer rakiplerinden tamamen ayrışıyor. Ülkemize yıllık 20 milyar dolar düzenli gelir getirmek için Birleşik Krallık örneğini iyi anlamamız gerektiğini ve sektörümüzün kurumsallaşmasının zorunluluğunu bu araştırmanın en önemli
sonuçlarından birisi olarak bir kenara yazmak istiyorum.
Bu ikinci kitabımızın son bölümünde ise, ülkemizden gayrimenkul satın alan yabancıların bu alımları ile
ilgili daha niteliksel değerlendirmelerini almak için yaptığımız derinlemesine görüşmelerden çıkarımlarımıza ayırdık. Ülkemize yatırım yapanlarının beklentilerini anlatan bu son bölümde yön gösterici işaret fişekleri yer alıyor.
Keyifli okumalar diliyorum.
Bayram TEKÇE
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Araştırma ve Yayınlar Komitesi Başkanı
Yayını İndir
VAHAP MUNYAR
ÖMER FARUK AKBAL
İNANÇ KABADAYI
Ömer Faruk AKBAL
Mehmet Fatih KACIR
T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı
Bayram TEKÇE
Mehmet Fatih KACIR
T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı
Ömer Faruk AKBAL
Ahmet Talat KARASU
Mehmet Fatih KACIR
T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı
Fatih ERGÜVEN
· Avrupa ve Kuzey Amerika’dan benzer vatandaşlık talepleriyle biz de karşılaşmaya başladık. Bu çok sevindirici bir gelişme. Özellikle pandemi sürecinde Türkiye’nin sağlık alanındaki başarısı tüm dünyaya örnek oldu.
· Döviz kazandırıcı bir sektör olmamıza rağmen herhangi bir konuda teşvike veya desteğe tabi olamıyoruz. Aslında derneğin kuruluş amaçlarından biri de bu. Sözünü ettiğim konuyla ilgili Bakanlığınızı kapsayacak herhangi bir teşvik olabilir mi?
· Yurt dışına gayrimenkul satan bir sektör olduğumuz için satış sürecinde müşterilerimizin ülkemizi ziyaret etmesi gerekiyordu. Ancak pandemi döneminde teknoloji altyapısını kullanarak bu durumu nasıl değiştiririz? Sorusunu sormaya başladık. Yani müşterilerimizin buraya gelmesine gerek kalmadan satış gerçekleştirmenin yollarını aramaya başladık. Yabancı firmaların bu konuda geliştirdiği güzel projeler var. Bu tarz bir teknolojik yatırımın sektörümüz için faydalı olacağını düşünüyorum.
Mehmet Fatih KACIR
T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı
Gürsel ÖNGÖREN
Mehmet Fatih KACIR
T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı
Yayını İndir
Ömer Faruk AKBAL
Dr.Serdar ÇAM – T.C. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı
En önde gelen ihraç kalemlerinden ve döviz kazandırıcı hizmetlerden biri olarak her geçen gün önemini arttıran gayrimenkul sektörü, Covid-19 salgınından en çok etkilenen sektörlerin başında geliyor. Birçok açıdan küresel cazibe merkezi olan ülkemizin gayrimenkul sektörü de, salgın öncesi yabancı yatırımcılar nezdinde özellikle belli coğrafyalarda en gözde adres durumunda bulunmaktaydı. Covid-19 günlerinde ve sonrasında sektör olarak mevcut itibar ve gücümüzün ivme kaybetmeden devamını tesis edebilmek bu günlerde daha da önem kazanmış durumda.
Yayını İndir